Roma İmparatoru Marcus Aurelius M.Ö. 2 yy. de yaşamış Stoacı bir filozof… Düşünceler (Meditations) adlı ünlü eserini okuduğumda giriş bölümündeki “borçlar ve dersler” bölümünden çok etkilenmiştim. Bir gün bir kitap yazarsam, ben de giriş kısmını aynen böyle yazmalıyım diye düşünürdüm hep. Şimdi kitap değil, ama bloğumun ilk yazısını aynı düşünceyle, onun yöntemi ile kaleme almak istiyorum.
Bu bahsettiğim bölümde Marcus Aurelius kimlerden neleri öğrendiğini kısa ve öz bir şekilde anlatıyor. Bunları okuyunca insan, hayatına giren kişilerden ne çok şey öğrendiğini, bazı insanların nasıl farkındalık yaşattığını düşünüyor. O kişilere hiç teşekkür etme imkanı bulamadığını hatırlıyor. Bunun yanında, okuyan tarafında isen, öğrenilenleri, alınan dersleri okudukça, kıssadan hisse bir şeyler de kazanmış olabiliyorsun. İşte bu nedenlerle Aurelius’un yaptığına benzer şekilde kimlerden neler öğrendiğimi yazıyor ve hepsine bu vesileyle tek tek teşekkür ediyorum.
Aslında aşağıda belirttiğim her insan bana başka şeyler de öğrettiler, başka kişilerden de birçok şey öğrendim. Ancak en temel özelliklerimin oluşmasına katkıda bulunan ve herkese değer katabileceğini düşündüğüm konulara ve kişilere yer vermek istedim. Bir de hafızanın oyunları olabiliyor, hatırlayamayabiliyor insan.
Gerçekte liste öyle uzun ve uzamaya devam ediyor ki, zaman içerisinde eklemelerle zenginleştirmeyi planlıyorum. Bu nedenle, şimdiden, burada kendisini bulacağını düşünüp bulamayan kişilerle, kendisinden daha farklı ve daha önemli şeyler öğrenmem gerektiğini düşünenlerin affına sığınıyorum.
Önemli Not: Aşağıda öğrenilenin büyüklüğü veya kişinin pozisyonu vs hiçbir sıralama kesinlikle gözetmedim, tamamen ve özellikle karışık şekilde sıraladım. Sıralamanın hiçbir anlamı yoktur.
Mukaddes Özçalıcı (Annem);
Bir şeyi kafasına koyduğunda onu başarmaya dair inat ve azim (Bazen çözümler tükenmiş gibi gelir, ama o veya bu şekilde zorladığında “olur” hale gelebilir. Bunun için çözüm odaklı olarak farklı yolları denemek gerektiğini ondan öğrendim).
Abdulhadi Özçalıcı (Babam);
Hiçbir şeyin aslında göründüğü gibi olmayabileceğini (Ön yargısız olmak gerektiğini, gerçekleri keşfetmek için her şeye farklı açılandan ve derinliklerden bakmak gerektiği).
Leyla Kanmaz (ilkokul öğretmenim);
Her sınavdan 5 tam not alamayabileceğimi (İlk orta puanımı aldığımda bunun şokunu uzun süre atlatamamıştım.), bunu soğukkanlılık ile karşılayıp önüme bakmam gerektiğini, hatta düşüşlerin insanı harekete geçirerek belki daha derin bilgi ve deneyimleri yaşamasına neden olarak daha yararlı bile olabileceğini.
Ferhunde Atalar;
Sürekli yeni projeler üretmek ve bunları hayata geçirmek için heyecan duymak ve dinamik kalmak.
Yaptığın her işi aşk ve hevesle yapmak, onlara bir “süs”, güzellik katarak onları farklılaştırmak ve bunu kendi tarzınla yapmak, sonucunda başarı ve mutluluk hissinin keyfine varmak.
İyi planlama yapma ve organizasyon.
Erkan Kırat;
Proje ve işleri alt süreçlerine bölerek adım adım anlamak, bunları herkes için anlaşılır şekle getirerek basitçe ifade edebilmek.
Tülin Saldamlı;
Her şeye güzellik katmanın, estetiğe de önem vermenin insanın ruhuna ne kadar iyi geldiği, bunu evinde ve kendinde uygulamanın ne denli değer kattığı.
Hidayet Şahin;
Her işin aslında büyük resmin neresinde olduğu ve gerçek faydasının ne olduğunun o işi yapan tarafından fark edilmesinin önemi (Bulaşık görevlimize ne iş yaptığını sormuş, “bulaşık yıkıyorum” yanıtını alınca “sen yalnız bulaşık yıkamıyorsun, bu yemekhanede yemek yiyen herkesin sağlıklı yemeklere kavuşmasının önemli bir parçasısın. Yani asıl işin insanlara sağlıklı yemeğin sunulduğu temiz kapları sağlamak” yanıtını vermişti.)
Alp Saldamlı;
Her şeyi detaylarıyla analiz eden inceleyen, eleştiren ve benzerleriyle karşılaştıran bir gözlükle bakmak. Böylece nerede farklı ve değişik bir şey varsa onu fark etmek.
Reha Abi;
İnsanın kendini sürekli geliştirmesinin önemi, bu konudaki irade ve kararlılığı gösterebilmek (Bu konuda anlattığı hayat hikayelerini dinlemek çok keyiflidir. Ayrıca böyle derin bir insanla karşılaşmanız, tek başına sürekli gelişim güdüsünü ateşliyor).
İnsan Kaynakları üzerine birçok şey…
Sıtkı Akyon;
“İnsan nedir, amacı nedir, doğu ve batıda bununla ilgili filozoflar neler söylemiş?” konularına dair başlıklar altında felsefe yolculuğu (Hayatımda büyük etkisi olan felsefe üzerine ilk adımlarıma onun sayesinde başladım).
Engin Üstel;
Her tür kararı “doğruluk süzgecinden” geçirerek, değerlerden asla taviz vermeme.
Derinlemesine sorgulama ve analiz etme. Doğru soruları sorabilme.
Çalışanlarına sorumluluk ve yetki verme. Delegasyon.
Baransel Atçı;
İş hayatında attığın her adımın, teşebbüsün dikkatle tartılması gerektiği, finansal ve ekonomik değerler yanında, çalışan ve müşteri memnuniyeti gibi konuların da denge içerisinde yönetilmesi gerektiği. Stratejini önceden belirlemediğinde ve bu dengeyi yönetemediğinde şirketin nasıl da çöküşe sürükleneceğini bizzat deneyimleme fırsatı (Bir simülasyon oyunu sayesinde).
Elçin Ünlü;
“Anlayarak hızlı okuma” yanında birçok kişisel gelişim konusuna adımlar…
Seçil Özçalıcı;
İnsanın bir kardeşi olmasının ne kadar değerli ve önemli olduğu.
Hayatın her anından keyif alma ve onu eğlenceli hale getirmeye odaklanma.
Meriç Karacan;
Bana öğrettiği gıda güvenliği konusundaki birçok bilgi yanında kısa süreli olarak oda (Gıda Mühendisleri Odası) siyasetine katılma deneyimini sağlaması (Bu deneyim, toplulukların kararları ne zor mekanizmalarla aldığını gösterdi)
Bülent Saldamlı;
Önemli şeylerin notunu alma ve hatırlama (Önemli konularla ilgili notlar tutar. Ayrıca hafızasını canlı tutması nedeniyle çok ilginç konulardaki anı ve deneyimleriyle sohbeti son derece keyiflidir).
Ahmet Zeytinoğlu;
Çalışanların yöneticileriyle samimi, açık ve şeffaf iletişim kurabilmelerini sağlama, güven ortamı yaratma.
Daha geniş bir perspektiften bakma ve değerlendirme.
Networking’in önemi. İş hayatında iletişim ağını güçlü tutmanın önemini.
Mahmut Doğan;
Sembollerin önemi, neler ifade ettiği, Antik Mısır.
Burcu Çanacık;
Kendimizde aşırılık veya kıtlık olarak gördüğümüz, “çıkıntılı” bazı özelliklerimizin bizi biz yapan değerler olduğu ve asıl başarıya bunların yol açtığı.
Betül Saf;
İnişli çıkışlı hayatımızda, iniş zamanlarının sorgulamamıza neden olması nedeniyle çok önemli olduğu farkındalığı (Her şey yolundayken hiçbir şeyi sorgulamayız, oysa sorgulayıcı bakış bizim önemli sorunları algılamamıza ve daha iyiye gitmemize yol açacaktır. Bu bakışı bize sağlayan aslında “iniş” zamanları, zor zamanlardır. Bu zamanlarda soruları daha çok sorar, daha fazla değerlendirme yaparız. Bu nedenle hep çıkışta olma beklentisi hem yararsız, hem de olanaksızdır. “sürekli iyileşme için öncelikle mevcut durumdan memnun olmamalısın.”)
M. Coşkun Erol;
Sürekli iyileştirme vizyonu, değişimi yaratma azmi (Verdiği bir örnek çok çarpıcı gelmişti. Bir okulda menteşesi bozulmuş bir kapı görmüş ve bu bozukluğun tamir edilmeden aylarca aynı şekilde kapının yamuk duracağı şekilde bırakıldığını fark etmiş. Bunu şöyle yorumlamıştı: “tabi oradaki tüm çocuklar bu yamuk kapıyı göre göre, bunun normal bir şey olduğunu göre göre yetişiyorlar ve onların bakışı da “yamuluyor”. Bu tür sorunları görmezden geldikçe bunlar normalleşiyor. Biz de her şeye aynı yamuk bakışla baktığımızdan artık görmemeye başlıyoruz. İşte bunu düzeltmeliyiz”).
5S Sisteminin nasıl uygulanacağı.
Nahide Türüt;
Personele eğitim vermeyi, bunu yaparken ses tonunu ve beden dilini etkili kullanmayı, eğitimi komik ve eğlenceli hale getirdiğinde nasıl da amacına ulaştığını (İş hayatımda ilk izlediğim çok iyi eğitimci oydu, bunu büyük bir keyif ve heyecanla yapardı. Eğitimlerimde, özellikle ilk başlarda, onun tarzından çok yararlandım.)





